Yasa'nın Tekrarı 18:18 Ayeti ve Muhammed?*
Yasa’nın Tekrarı 18:15-18. Tanrı, Musa’ya şu vaadi verdi: “Onlara kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkartacağım. Sözlerimi onun ağzından işiteceksiniz. Kendisine buyurduklarımın tümünü onlara bildirecek” (ayet 18). Müslümanlar, bu peygamberliğin Muhammed ile gerçekleştiğine inanırlar, ve iddialarını desteklemek için de Kuran’da yer alan şu ayete işaret ederler: “Yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resule, o ümmi (okuma yazma bilmeyen) peygambere” (7:157).
Ama yine de bu peygamberlik, çeşitli nedenlerden ötürü Muhammed için bir referans olamazdı. Çünkü ilk olarak, “kardeşler” ifadesinin, İsrailli kişileri kast ettiği açıktır. Çünkü Yahudi Levililere’e aynı bölümde “kardeşleri arasında payı, mülkü ya da mirası olmayacak bir oymak” olacağı söylenir” (ayet 2).
İkinci olarak, “kardeşler” ifadesi, İsraillilerin Arap düşmanlarına değil, İsrail’in kendisine işaret ettiği için, Tanrı neden İsrail için İsrail’in düşmanları arasından bir peygamber çıkartsın?
Üçüncüsü, bu kitabın diğer yerlerinde geçen “kardeşler” ifadesi, aynı zamanda yabancıları değil, İsraillileri kast eder. Tanrı, Yahudiler’e, bir “yabancıyı” değil, “kendi kardeşleri arasından birini” kral olarak seçmelerini söyledi (Yasa’nın Tekrarı 17:15). İsrail, hiçbir zaman Yahudi olmayan bir kral seçmedi.
Dördüncüsü, Müslümanlar’ın da kabul ettiği gibi Muhammed, İsmail’den gelir ve Yahudi tahtının mirasçıları İshak’tan gelirler. Tevrat’a göre, İbrahim, “Keşke İsmail’i mirasçım kabul etseydin” diye dua ettiği zaman, Tanrı üzerinde kesin olarak durarak şu yanıtı verdi: “Antlaşmamı İshak ile sürdüreceğim” (Yaratılış 17:21). Daha sonra Tanrı şu sözleri tekrarladı: “Senin soyun İshak ile sürecektir” (Yaratılış 21:12).
Beşincisi, Kuran’ın kendisi, peygamberlik soyunun İsmail ile değil, İshak ile süreceğini belirtir: “Ona (İbrahim’e) İshak’ı ve Yakub’u bahşettik. Onun soyundan gelenlere peygamberlik ve kitap verdik.” (29:27). Müslüman bilgin Yusuf Ali, “İbrahim” sözcüğünü ekler ve anlamı şu şekilde değiştirir: “İbrahim’e, İshak’ı ve Yakub’u verdik ve onun soyu arasında Peygamberlik ve Açıklama buyurduk.” Böylece, İsmail’in babası İbrahim’i ekleyerek, İsmail’in soyundan olan Muhammed’i peygamberlik soyuna dahil edebilir! Ancak, İbrahim’in adı Müslümanlar’ın mükemmel bir şekilde korunduğuna inandıkları Kuran’ın Arapça metninde yer almaz.
Altıncısı, eski güvenilir belgelere göre, 10 bu ayeti bütünüyle yerine getiren Muhammed değil, İsa’dır, çünkü İsa, yasa altında doğan Yahudi kardeşlerinin arasındandı (Galatyalılar 4:4). İsa aynı zamanda Yasa’nın Tekrarı 18:18’i de kusursuz bir şekilde yerine getirdi: “İnsanoğlu’nu yukarı kaldırdığınız zaman benim O olduğumu, kendiliğimden hiçbir şey yapmadığımı, ama tıpkı Baba’nın bana öğrettiği gibi konuştuğumu anlayacaksınız” (Yuhanna 8:28). “Çünkü ben kendiliğimden konuşmadım. Beni gönderen Baba’nın kendisi ne söylemem ve ne konuşmam gerektiğini bana buyurdu” (Yuhanna 12:49). İsa, kendisinin bir “peygamber” olduğunu söyledi (Luka 13:33) ve insanlar onun bir peygamber olduğunu düşündüler (Matta 21:11; Luka 7:16; 24:19; Yuhanna 4:19; 6:14; 7:40; 9:17). Tanrı’nın Oğlu olarak İsa peygamberdi (Tanrı’nın sözlerini insanlara iletti), kâhindi (İbraniler 7-10, insanlar adına Tanrı’ya konuştu) ve kraldı (Tanrı adına insanlar üzerinde egemenlik sürer, Vahiy 19-20).
Son olarak, Muhammed’e değil, yalnızca İsa’ya uyan başka “Peygamber” özellikleri de mevcuttur. Bu özellikler şunlardır: Kuran’da, Muhammed’in yapmadığını itiraf ettiği Tanrı ile “yüz yüze” konuşmak ve “belirtiler ve mucizeler” yapmak.
* Norman Geisler & Abdul Saleeb, Çarmıh ve Hilal, syf 213-214